13 Mayıs 2024 Pazartesi
Psk.Irmak Aygül
Psk.Irmak Aygül
27.03.2024 15:36

Yeni Yıl, Eski Ben

Kabul edelim yeni yıla girerken çoğumuzun büyük beklentileri oluyor. Yeniden başlama hissi, temiz bir sayfa açmak.. Bazılarımız için geçmişteki hataları telafi etmek ve yeni hedeflere yönelmek için bir fırsat. Yılbaşları genellikle aile ve arkadaşlarla kutlama, birlikte vakit geçirme zamanı. Bu sosyal etkileşim, insanın umutlarını ve beklentilerini yeşertiyor.

Bir de görme etkisi var tabii. Doğum günleri, baharın gelişi, yeni yıl gibi zamanlarda istekte bulunmak toplumda yaygın olarak kabul edilen bir olay. Henüz Ekim ayındaydık sanırım, benim instagram akışım vision boardlarla dolmaya başlamıştı bile. Bilmeyenler için açıklamak gerekirse bir mantar pano veya kartona dileklerinizi yazıyor, isterseniz bununla ilgili resimleri de ekliyor ve görünür bir yere bırakıyorsunuz. Burada bitmiyor tabii. Tüm markalar “Yeni Yıl Yeni Sen” sloganıyla alışveriş platformlarındaydı. Yeni bize eşlik edecek ürünleri pazarladılar.

 

Siz ne dilediniz?

 

Daha dolgun maaşlı iş, tartıda birkaç kilo eksik görmek, spor alışkanlığı, sigarayı bırakmak, yurtdışı gezileri.. Bir soru; geçen senenin dileklerine biraz benzemiyor mu? Geride bıraktığınız yılda bu hedeflere mani olan neydi?

Aylardan Mart, bu üç ayda kaçımız gerekli adımları atabildik?

Alışkanlık değişimi, davranış kalıplarımızı terk etmeye ve yeni davranışları benimsemeye istekli olmamıza rağmen sıkça karşılaştığımız zorlu bir süreç.

Alışkanlıkların doğasıyla ilgili çalışmalara baktığımda beni pek çok hipotez karşıladı. Bazı teoriler çevresel etkilerle şekillendiğimiz üzerinde dururken diğerleri içsel motivasyonun önemini vurguluyor. Davranışçı yaklaşımlar, alışkanlıkların dışsal ödüllendirme veya cezalandırma yoluyla oluştuğunu söylüyor. İçsel motivasyon teorileri ise kişisel değerler, inançlar ve hedefler alışkanlıkları belirlemede daha büyük bir rol oynar diyor. Bir diğer büyük ayrım ise bilinç konusu. Kimi bilim insanları alışkanlıkların bilinçli olarak oluşturulduğunu ve değiştirildiğini, diğerleri otomatik düşünce veya duygusal reaksiyonlar gibi bilinçdışı süreçlerin alışkanlıkların oluşumunda ve değişiminde daha belirleyici olduğu iddiasında. Tüm bunlar ne anlama geliyor? Okuduklarımın ortak noktası hedeflerimizin ancak bilinçli çaba ve doğru yaklaşımlarla başarıyla sonuçlanabileceğiydi.

 

 “Geçmiş bugüne akmıştır; gelecek bugünün içinden doğmaktadır ve gelecekte gerçeklik olacaktır.” demiş Hegel.

 

Şüphesiz, gelişme isteğinin yanlış hiçbir yanı yok. Fakat “şu anki beni” çöpe atma isteği, eski halimizin hatalı-yanlış olduğu düşüncesi ilerlememizin önündeki en büyük engeli oluşturuyor.

Hakkımız olan, gerçekten düzgünce ilerlettiğimiz, başarılı vedalaştığımız şeyler yok mu? Önce takdir gelmeli: Ne de güzel atlattın, nasıl iyi baş ettin… Böylece gelecekle ilgili planlarımızda yeterli kapasiteye sahip olduğumuzu, daha önce yaptığımızı ve yine yapabileceğimizi görürüz. Yani överek de değil döverek de değil. Rasyonel bir değerlendirmeyle.

Çoğumuz kendimizi geliştirmek, yeni yetenekler edinmek, daha iyi versiyonumuz olmak istiyoruz. Fakat alışkanlıkların değişmesi zordur! Değişmesi sabır, kararlılık ve sürekli çaba gerektiriyor. Bırakmak istediklerimizin yerine başka bir şey koymak, hayatımıza katmak istediklerimiz için bir şeylerle vedalaşmak ve yer açmak mecburiyetindeyiz. Peki nasıl ?

 

Böl ve Yönet!

 

Bireysel kararlar büyük bombalar. Genellikle günlük 3 tatlı öğününden 1’e düşmek maddeden sayılmıyor. Daha büyük bir şey olmalı… Hımmm, mesela şekeri tamamen bırakmak, elimiz değmişken gluteni de çıkarsak…?  Bu büyük bombaların üstüne bir de zaman baskısı ekleniyor. Yeni yıl 12 ay, sabrımız ise maalesef birkaç hafta. Gün geçtikçe azalan motivasyonumuz eski yılın sonundaki o kararlı bize ne oldu dedirtiyor. Hayatın akışında sunduğu iş, aile, sağlık gibi çeşitli ek engeller de cabası. Yeni yıl değişiklik yapmak için iyi bir zaman olabilir ancak her şeyin mükemmel olmasını beklemek gerçekçi değil.

İsteklerimize giden basamakları küçülterek tırmanmayı kolaylaştırmak gerek. Arzunuzu düşünün: Çok iyi bir dansçı olmak. İlk adım: Dans kurslarını araştırmak, konuyla ilgili küçük bir alışveriş yapmak, haftada 1 buna yer açacak şekilde programı düzenlemek.. İlk ve ulaşılabilir hedefler bunlar olmalı. Böylece satırlara birer birer tik atabilecek, yapıyorum, yoldayım diyebileceğiz. Bu kadarı da kafi.

Kendimizi kabul etmek, en derin ve kıymetli yolculuğumuz. Her birimiz, içsel karmaşıklıklarımız ve dışarıdan gelen beklentilerle sürekli mücadele halindeyiz. Mutluluğu ve huzuru bulmanın anahtarı, başta kendimizi olduğumuz gibi kabul etmekten geçiyor.

Sürekli değişmek zorunda değiliz, bazı hedeflere varabilecek, bazılarına ulaşamayacağız. Hiçbirimiz mükemmel değiliz ve bu tamamen normal.

Kendimizi kırmadan eleştirelim, şefkatle motive edelim. Zorluklarımızı yok etmeyi değil onlarla sağlıklı biçimde başa çıkmayı hedefe koyalım. Ve düşünelim; yolumuz olmadan, yorulmadan, çabalamadan, hiç üzülmeden ve istemeden geçen bir hayat ne de sıkıcı olurdu…

 

Graybiel, A. M. (2008). Habits, rituals, and the evaluative brain. Annu. Rev. Neurosci., 31, 359-387.

Duhigg, C. (2012). The power of habit: Why we do what we do in life and business (Vol. 34, No. 10). Random House.

Vlaev, I., & Dolan, P. (2015). Action change theory: A reinforcement learning perspective on behavior change. Review of General Psychology, 19(1), 69-95.

Wood, W., & Rünger, D. (2016). Psychology of habit. Annual review of psychology, 67, 289-314.

 

Son Haberler

©2016 - BHM | BODRUM HABER MERKEZİ info@bodrumhabermerkezi.com