"Haklı çıkmak" nasıl bir duygudur?
Mutlu eder mi insanı her zaman? Yoksa, hüzün ılık, bir kan gibi akar mı içine?
"Haklı çıkmak" nasıl bir duygudur?
Boyun mu eğdirir, kadere? Yoksa, isyan duygusu, bir şimşek gibi çakar mı, ruhunun meydan yerine?
Ne yazmıştım 22 Eylül‘de bu köşede?
"21 Ekim 2007 Dağlıca‘da PKK baskını sonucu 13 askerimiz şehit, 16 askerimiz yaralı ve 8 askerimiz kaçırıldı.
21 Ekim 2009 PKK‘lılar muzaffer komutanlar edasıyla vatan topraklarımızda gösteri yapıyorlar.
Ne tesadüf değil mi? Ne acı!
Şöyle bir geriye bakalım. Bakalım başka ne tesadüfler var?
4 Temmuz 2003‘de Süleymaniye’de Türk askerlerinin kafasına çuval geçirildiği günün, Amerika Bağımsızlık günü olması gibi.
29 Ekim tarihinde Obama‘nın Tayyip Erdoğan‘ı Amerika‘ya çağırması gibi.
........................
Yalnız bilsinler ki, Atatürk gençliği bu tür tesadüfleri Sevr anlaşmasından bu yana bilir!
Türkler, 1918 de Sevr anlaşmasını Agamennon savaş gemisinde imzalamak zorunda bırakılmışlardı. Gemi adını ise Anadolu‘yu işgal eden ilk Yunan‘lı komutandan alıyordu.
Tarih bilincinin gerekliliği için söylenen "Ne kadar ileriyi görmek istiyorsun, o kadar geriye bak" sözünün ne kadar önemli olduğunu bir kez daha görüyoruz.
Tesadüfler bu kadarla da kalmıyor.............."
Evet kalmayacakmış da.
Tüm bu satırları yazarken ben, 19 gün sonra bu listeye 10 Kasım tarihininde ekleneceğini bilemezdim.
Bu da oldu.
Atamızın hakka yürüdüğü gün, onlar meclise yürüdüler, Kürt (S)açılımı için 10 Kasım ‘da.