Vatandaşlar ve çevre savunucuları, karada yaşayan canlıların habitatının zarar gördüğünü, ardından Akdeniz foklarının yaşam alanına ağır iş makineleriyle müdahale edildiğini öne sürüyor.
İddiaya göre Cengiz İnşaat, 678 bin metrekarelik kara alanıyla yetinmeyerek, ikinci ve üçüncü derece doğal sit alanı ile kısmen birinci derece arkeolojik sit alanını kapsayan bölgede çalışmalarını genişletti. Yasak olmasına rağmen denize dolgu yapıldığı, bunun sonucunda deniz florasının yok edildiği belirtiliyor.
Tepkilerin merkezinde, projenin devam etmesine rağmen yetkili kurumların sessiz kalması var. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nın duruma müdahale etmediğini belirten çevre savunucuları, Bakan Murat Kurum’un yalnızca CHP’li belediyelere yönelik yaptırım uyguladığı yönünde eleştirilerde bulunuyor.
Öte yandan, Cennet Koyu’nda devam eden projeye ilişkin Danıştay’ın kesinleşmiş kararlarına dikkat çekiliyor. Yargı kararlarında, alanın Hazine’ye geri verilmesi gerektiği, ihalenin iptal edilmesi ve işlemlerin Anayasa’nın hukuk devleti ilkesi gereği uygulanması gerektiği vurgulanıyor. Ancak bu kararlara rağmen, plan onayları, sondaj işlemleri ve imar uygulamalarıyla projenin sürdüğü ifade ediliyor.
Çevre hukukçuları ve aktivistler, tüm bu süreç içerisinde mahkemelerin, “Anayasa her şeyin üzerindedir; idarenin kesinleşmiş mahkeme kararlarını derhal uygulaması gerekir” yönünde hüküm verdiğini hatırlatıyor. Buna karşın, bir Cumhurbaşkanı Kararnamesi ile bölgenin yeniden Özelleştirme İdaresi’nin tasarrufuna açıldığı ve inşaatın büyük ölçüde tamamlanmak üzere olduğu belirtiliyor.
Cennet Koyu’ndaki çalışmalar, bölgedeki ekosisteme verilen zarar ve hukuki sürecin yok sayıldığı iddiaları nedeniyle kamuoyunda tartışılmaya devam ediyor.
