Turizm Bakanlığı Tanıtma Genel Müdürü, aynı zamanda eski Bodrum Kaykamı Cumhur Güven Taşbaşı, uzman ekibi ile birlikte, pazartesi Ticaret Odası konferans salonunda bir sunum gerçekleştirdi.
Bodrum‘da yapılan araştırmaya ve resmi istatistiklere bağlı kalınarak yapılan durum tespiti Bodrum turizminin vahim halini gözler önüne serdi.
Örnekler verelim;
Son 5 yılda Türkiye‘nin turist sayısı %22 oranında arttı. Bodrum‘un % 5
Son 5 yılda Türkiye‘nin turizm geliri %18 oranında arttı. Bodrum‘un % 2
2004 yılında Bodrum‘a gelen turist sayısı 826,946 iken, 2008‘de aradan geçen 4 yılda bu sayıyı ancak 1.004.656 çıkarabilmişiz.
Son dört yılda Bodrum‘da açılan yeni hotel, restaurant-bar, tüm turistik işletmeleri bir düşünün!
Neden çoğunun boş olduğunu daha net anlayabiliriz.
Tabii bunların hepsi sayısal değerler, işin bir de kalite kısmı var.
Ayrıca birde kellebaşı turistin ne kadar para bırakarak ülkesine döndüğü var.
Bir sürü sayısal istatistik sıralamaya gerek yok, Bodrum turizminin durumu ortada.
90 günlük Türk halkının tatilide olmasa, Bodrum göç veren şehirler istesine dahil olacak resmen.
10 yıllı aşkın süredir turizm tanıtımı alanında çalışan biri olarak, bu duruma hiç şaşırmıyorum.
Çünkü;
Bizim turizmcimiz yıllardır, Bodrum tanıtımını, tekelci, yabancı tur operatörlerine havale etti.
Talep o kadar fazla idi ki, kendi tesislerinin tanıtımını, fotoğraf çekimlerini gereksiz görüp, bunları tur operatörlerine teslim ettiler. Tur operatörü kataloglarında çıkmak onlar için yeterli bir pazarlama aracı idi.
Bizim turizmcilerimiz, turizm tanıtımı kavramını, kendi tesislerinin tanıtımı yapmak olarak gördüler.
Bodrum‘un destinasyon olarak tanıtılması gerekliliği başkalarının işiydi.
Bodrum‘da bu yönde yapılan çalışmalara onlardan destek istendiğinde onlar alaycı ve kaçamak cevaplarla destek vermezken, biz tanıtımcılar, Kodak, THY, DHL gibi devlerin sponsorluk desteklerine sevinemezdik bile.
Biz bizim turizmcilere yıllardır, turistlerin Mısır‘a güzel bir hotel var diye değil, Piramitler var diye gittiklerini anlatamadık.
Biz, bizim turizmcilere Reklamcılığın, Fotoğraf sanatının, Grafik sanatının, Pazarlama‘nın birer ihtisas konusu olduğunu ve profesyonellerin ellerine bırakılması gerektiğini bir türlü anlatamadık.
Biz bizim turizmciye, turizme sahip çıkmalarını, derneklerle, birliklerle kordineli çalışıp, önce kendilerinin desteğinden sonra devlet desteği istemeleri gerekdiğini bir türlü anlatamadık.
Biz bizim turizmciye, Bodrum‘un bir logosunun bile olmadığı, bir tanıtım filminin bile olmadığı gerçeğini anlatamadık.
Biz bizim turizmciye, davet‘in olmadığı yere icabet olmayacağını, turizmde davetin de reklam-pazarlama olduğu gerçeğini bir türlü anlatamadık.
Biz bizim turizmciye, gelişmenin ve büyümenin sadece oda sayısını artırmak olmadığını, kaliteyi artırmak gerekliliğini bir türlü anlatamadık.
Gerektiğinde daha fazla sıralayabileceğim o kadar çok saçma sapan hata yaptılar ki, şaşırmıyorum hallerine, sadece gülüyorum!
Biz anlatamadık, umarım Cumhur bey anlatabilmiştir.
Bodrum‘da yapılan araştırmaya ve resmi istatistiklere bağlı kalınarak yapılan durum tespiti Bodrum turizminin vahim halini gözler önüne serdi.
Örnekler verelim;
Son 5 yılda Türkiye‘nin turist sayısı %22 oranında arttı. Bodrum‘un % 5
Son 5 yılda Türkiye‘nin turizm geliri %18 oranında arttı. Bodrum‘un % 2
2004 yılında Bodrum‘a gelen turist sayısı 826,946 iken, 2008‘de aradan geçen 4 yılda bu sayıyı ancak 1.004.656 çıkarabilmişiz.
Son dört yılda Bodrum‘da açılan yeni hotel, restaurant-bar, tüm turistik işletmeleri bir düşünün!
Neden çoğunun boş olduğunu daha net anlayabiliriz.
Tabii bunların hepsi sayısal değerler, işin bir de kalite kısmı var.
Ayrıca birde kellebaşı turistin ne kadar para bırakarak ülkesine döndüğü var.
Bir sürü sayısal istatistik sıralamaya gerek yok, Bodrum turizminin durumu ortada.
90 günlük Türk halkının tatilide olmasa, Bodrum göç veren şehirler istesine dahil olacak resmen.
10 yıllı aşkın süredir turizm tanıtımı alanında çalışan biri olarak, bu duruma hiç şaşırmıyorum.
Çünkü;
Bizim turizmcimiz yıllardır, Bodrum tanıtımını, tekelci, yabancı tur operatörlerine havale etti.
Talep o kadar fazla idi ki, kendi tesislerinin tanıtımını, fotoğraf çekimlerini gereksiz görüp, bunları tur operatörlerine teslim ettiler. Tur operatörü kataloglarında çıkmak onlar için yeterli bir pazarlama aracı idi.
Bizim turizmcilerimiz, turizm tanıtımı kavramını, kendi tesislerinin tanıtımı yapmak olarak gördüler.
Bodrum‘un destinasyon olarak tanıtılması gerekliliği başkalarının işiydi.
Bodrum‘da bu yönde yapılan çalışmalara onlardan destek istendiğinde onlar alaycı ve kaçamak cevaplarla destek vermezken, biz tanıtımcılar, Kodak, THY, DHL gibi devlerin sponsorluk desteklerine sevinemezdik bile.
Biz bizim turizmcilere yıllardır, turistlerin Mısır‘a güzel bir hotel var diye değil, Piramitler var diye gittiklerini anlatamadık.
Biz, bizim turizmcilere Reklamcılığın, Fotoğraf sanatının, Grafik sanatının, Pazarlama‘nın birer ihtisas konusu olduğunu ve profesyonellerin ellerine bırakılması gerektiğini bir türlü anlatamadık.
Biz bizim turizmciye, turizme sahip çıkmalarını, derneklerle, birliklerle kordineli çalışıp, önce kendilerinin desteğinden sonra devlet desteği istemeleri gerekdiğini bir türlü anlatamadık.
Biz bizim turizmciye, Bodrum‘un bir logosunun bile olmadığı, bir tanıtım filminin bile olmadığı gerçeğini anlatamadık.
Biz bizim turizmciye, davet‘in olmadığı yere icabet olmayacağını, turizmde davetin de reklam-pazarlama olduğu gerçeğini bir türlü anlatamadık.
Biz bizim turizmciye, gelişmenin ve büyümenin sadece oda sayısını artırmak olmadığını, kaliteyi artırmak gerekliliğini bir türlü anlatamadık.
Gerektiğinde daha fazla sıralayabileceğim o kadar çok saçma sapan hata yaptılar ki, şaşırmıyorum hallerine, sadece gülüyorum!
Biz anlatamadık, umarım Cumhur bey anlatabilmiştir.
